- tanınmak
- اشتهرعرفنبه
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
tanınmak — nsz 1) Kim olduğu bilinmek İçeride bir süre, tanınan bu sesin verdiği bir korku ile her şey sustu. R. H. Karay 2) Herhangi bir özelliği ile bilinmek Meddahlıkta kendinden önce gelenleri geçmiş bir adam olarak tanınmıştı. M. Ş. Esendal 3) Hukuki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tañınmak — bir sargı ile sarmak; bir işi başlı başına yapmak. II I, 395 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ayrıcalık tanınmak — başkalarından ayrı ve üstün tutulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
adı duyulmak — tanınmak, ünlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayrıcalık — is., ğı Başkalarından ayrı ve üstün tutulma durumu, imtiyaz Ölüm önünde herkes bir, ayrıcalık yok kimseye. T. Oflazoğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ayrıcalık gözetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
lekelenmek — nsz 1) Leke oluşmak 2) mec. Kötü tanınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
parlamak — nsz 1) Güçlü bir ışık çıkarmak, ışık saçmak O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; / O benimdir, o benim milletimindir ancak. M. A. Ersoy 2) Bir ışık kaynağından gelen ışınları yansıtmak Ayna parlıyor. 3) Tutuşup alev çıkarmak Pof diye gaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarı bez — is. Görmeyenlerin tanınmak için kollarına taktıkları üzerinde üç siyah noktanın bulunduğu sarı renkli bant … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanılmak — nsz, esk. Tanınmak, bilinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanınma — is. Tanınmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaftalanmak — nsz 1) Yafta asılmak veya yapıştırılmak 2) Tanınmak, nitelenmek, şöhret bulmak Bir garip adam, bir egzotik şair diye yaftalanan Asaf Hâlet Çelebi yi yakından tanımak fırsatını buldum. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük